
Günümüzden
yaklaşık 2500 sene önce yaşamış olan Babil kralı Nabonid, mistik inançlara
yatkınlığı, yaşadığı 10 yıllık inziva dönemi ve Harran' a dolayısıyla Urfa' ya
olan tutkusu ile bilinen, tarihin dikkat çekici, ilginç kişiliklerinden
biridir.
Babil
imparatorluğunun son kralıdır Nabonid. Hikayesi milattan önce 609 ile 539
yılları arasındaki zaman dilimini kapsar, coğrafi olarak da Urfa- Babil- Tayma
hattına dağılır. Onun zamanında artık ünlü Mezopotamya krallığı görkemli
döneminden çok uzaklaşmış, son demlerini yaşamaktadır. Zaten zor durumda olan
Babil bir de Nabonid gibi ekzentrik bir kral başta olunca belki gereğinden daha
da hızlı bir şekilde doğudan gelen yeni güç Pers imparatorluğunun hakimiyetine
geçer.
Nabonid
önceki Babil krallarının soyundan değildir, kökleri kuzeydedir. Nabonid' in
annesi ve babası Harran'lıdır. Babası şehrin yöneticisi, annesi Adad-happe (eski araştırmalarda Adda-guppi olarak
okunmuştur) Harran' da Sin(ay-tanrısı)
tapınağında rahibedir.
Nabonid
annesi gibi tanrı Sin'e dua eder ve onu yüceltir. Ancak bu nedenle ortada büyük
bir ikilem ve sorun oluşmaktadır o dönemde. Nabonid Sin'i baştanrı olarak benimser
ama hüküm sürdüğü imparatorluğun başkenti Babil' in baştanrısı Marduk' tur.
Nabonid'in kalbinde yatan sevgi ve ilginin hükmettiği şehre ve onun tanrısına
değil, annesinin rahibe olarak yaşadığı Harran' a ve dolayısıyla Urfa'ya ait
olması Babil halkınca pek hoşgörü ile karşılanmaz. Ama halkın tepkisinden daha
kötüsü ve daha etkilisi Marduk' u yücelten tapınak rahiplerinden gelir. Bu
rahipler aşağılayıcı bir beddua metni dahi yazarlar Nabonid için. Babilliler
şehir Pers kralı II. Kyros'un ordusu tarafından kuşatıldığında da Nabonid' den
nihayet kurtulacaklarına sevinerek krallarına ihanet ederler, Persler Babil'i
karşı bir direniş olmaksızın alırlar.
Nabonid'
in bugünkü anlayışla baktığımızda
neredeyse din değiştirmeye benzeyen, baştanrıyı daha çok sevdiği başka bir
tanrı ile değiştirme teşebbüsünün dışında, ilginç bazı faaliyetleri de olmuş.
Babil' de bulduğu eski dönemlere ait eserleri toplayıp bir çeşit müze
oluşturması, eski tapınak binalarını temellerine kadar kazdırıp temel
yazıtlarını arattırması, böylece bir çeşit arkeoloji merakına sahip olması
bunlardan bazıları. Fakat Nabonid'in en
tuhaf ve nedeni konusunda hala araştırma, tartışma ve yorumların devam ettiği
icraatı hükümdarlığının son on yılında birdenbire Babil'i terk edip Arabistan
çöllerinde bir vaha olan Tayma'ya yerleşmesidir. Bu inziva döneminde Nabonid,
oğlu Belsazar'ı temsilcisi olarak Babil'de bırakmıştır, hatta Pers ordusu Babil
kapılarına dayandığında ve şehri almak üzere olduğunda dahi Nabonid şehre
dönmeye tenezzül etmemiştir. Onu bu yola neyin ittiği kesin olarak
bilinmemekte. Garip bir hastalığı olduğu için gittiği, gördüğü bir rüya sonucu
inzivaya çekildiği gibi farklı nedenler dönemin yazılı belgelerinde yer
almakta. Bunlar genellikle Marduk rahiplerinin ve düşmanlarının öne sürdüğü
nedenler. Eski Ahit' in bir bölümünde de onunla ilgili, yedi yıl çöllerde ot
yiyerek yaşayan kral ifadeleri yer alır. Son dönemlerde bazı araştırmacılar
Nabonıd'in bölgedeki ticaret yollarını kontrol için Tayma' ya gittiğini
düşünmekteler. Nabonid döneminden günümüze çeşitli buluntu yerlerinden yaklaşık
3000 adet çivi yazılı tablet ulaşmıştır. Bunlarda ticari aktiviteler ve mimari
faaliyetler hakkında birçok bilgi verilmektedir fakat Nabonid' in kendi
açıklamalarıyla Tayma ikameti ve nedenleri ile ilgili önemli bir bilgi
bulunmamaktadır. Nabonid' in yakından
ilgilendiği bir diğer konu eski tapınakların onarılmasıdır. Bu çerçevede
özellikle Ehulhul'un yani Harran Sin tapınağının tekrar yapımına önem verir. Bu
faaliyetini basalt bir stel üzerinde kabartma motifler eşliğinde ve çivi yazısı
ile yazılmış bir metinle ölümsüzleştirir. Harran' da bulunan bu stel ve başka
Nabonid stelleri müzemizde bulunmaktadır. Bu stellerle ilgili, politik bir
taktiğe benzeyen bir başka ilginç nokta Harran stellerinde tanrı Sin'in sembolü
bulunurken benzer stellerin Babil' de yapılanlarında tanrı Marduk' un
gösterilmesidir.
Nabonid'
in iyi bir film senaryosuna benzeyen yaşamı, 2004 yılında Saudi
Arabistan-Tayma'da başlayan arkeolojik kazılar sayesinde tekrar gündemde olan
bir konu.
Tayma'
da devam eden çalışmalar Göbekli Tepe kazısı başkanı Klaus Schmidt' in görev
yaptığı Enstitü' nün arkeologlarınca yürütülüyor. Bu çalışmalar sonucu belki
Urfa hakkında da bazı ipuçları gün yüzüne çıkacak. Alman Arkeoloji Enstitüsü
arkeologları Tayma' da Nabonid'in sarayına ve yazılı belgelere ulaşırlarsa
muhtemelen kralın Urfa ilişkileri üzerine yeni veriler elde edilecek. 2500 yıl
önce Urfa-Babil-Tayma hattını oluşturan Nabonid belki birkaç yıl içinde bunu
tekrar başaracak.
Arkeolojide
bireye, bireysele ulaşmak o kadar zor iken Nabonid ve yaşamı hakkında
bildiklerimizin çok değerli veriler olduğunu düşünüyorum. Günümüzün Urfa' sında
bir zamanlar Urfa ya gönül vermiş Nabonid'in ve 104 yıl yaşayan Harranlı annesi
Adad-happe' nin izleri hissedilmez. Bunun aksini beklemek belki çok gerçekçi
olmazdı. Ama yine de umarım bir gün, Arabistan'da Ürdün'de İsrail'de bulunan
çeşitli yazılı belgelerde adı geçen eski Urfalı kral Nabonid'i şehrin
hikayesinde daha görünür bir kişilik haline getirebiliriz.
Sevgiyle
Çiğdem
Köksal-Schmidt
Not: Nabonid ile ilgili yazılı belgelerde Harran'ın adının
geçtiğini, Harran-Urfa beraberliğini bugünkü görüş açısıyla kurduğumu belirtmek
isterim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorumunuzu bırakın