17 Mart 2019 Pazar

Atatürk;''Sen bakır yırtarmışşın doğru mu?'' ' 'Evet Paşam''





Urfa’dan Bir Portre / Salih Pehlivan

Ali Gümüş onu şöyle anlatıyordu: “ Urfalı ya da Bakıryırtan diye tanınırdı. Kalaylanmış bakır tepsi veya kap içinde tatlı servisi yapan yerlerin işletmecileri onu tanır dükkânlarından içeri sokmazlardı. Onun bu şöhretini Atatürk de duymuş, kendisini tanımak istemiş, Yalova’ya çağırmıştı.
1909 doğumlu Urfalı Bakıryırtan Salih, Ata ile tanıştıkları günün nasıl geçtiğini bana şöyle anlatmıştı; ‘Sen bakıryırtan’mışsın doğru mu?’ ‘Evet, efendim’ cevabını verdim. ‘O zaman marifetini göster’ buyurdular. Bir iki koca sini getirildi, bir tutuşta ikiye ayırdım. ‘Anladım, bu pehlivan çok güçlü, artık ona tepsi vermeyin’ dedi. Sonra beyaz elbiseli şişman birini eliyle işaret ederek: ‘Bunu yenebilir misin?’ diye sordu. Baktım, adamı gözüm kesti. ‘Gel bakalım aşçı’ diye üstüne yürüdüğümde herkes güldü. Meğer aşçıbaşı sandığımız zat, Başbakan Recep Peker’miş’. Devre arkadaşlarımdan Adnan Yurdaer, Nuri Beytorun gibi şöhretler ve hatta Çoban Mehmet ‘güç-kuvvet’ dendiğinde Salih’i gösterir ‘Onun kadar demir bilekli bir kişi tanımadık’ derlerdi. 
Atatürk Urfalının gösterisinden etkilenip ‘benden bir isteğin var mı?’ demiş. Salih’i armağalandırmayı düşünmüş. Urfalı, fakir fukara… ‘İş istiyorum’ demiş. Ata’da ‘git Paşabahçe şişe cam fabrikasında çalış’ buyurmuş. 
Urfalını gidişi o gidiş. Tan otuz yıl Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçmemiş. 1968 yılı başlarında hatırımı kırmayıp Babıâli’deki gazetemize gelmişti. 
Geçen hafta Kubulay’ı andık. Urfalıyı anlatmamdaki sebep Kubulay dendiğinde Onu hatırlamamdır. Bu not, bilinmeyen bir noktadır ki, sizlere ondan duyduğumu aynen sunmak isterim. 
‘Aşırı tutucular genç Kubulay’ı şehit etmişlerdi. Onun anısını yaşatmak için Menemen’e bir heykel kondurmak isteniyordu. O zamanlar İsveç Jimnastiği taraftarlarıyla gülleciler savaş halindeydiler. Açıkçası yapılı vücuda sahip kimse yoktu. Heykeltıraş Ragıp Hoca’ya adımı vermişler, beni buldu, vücuduma baktı ve alıp menemen’e götürdü. İşte o Menemen’deki Kubulay heykeline modellik yapan benim.’
Urfalı Salih deve kaldırmakla da namlıydı. Devenin altına girer, bir eliyle ağzını tutar ve koca hayvanı havalandırırdı. 
Urfalı Reşit (1903-1969), Urfalı Milli Güreşçi Seyit Hışırlı (1949-…) ‘yı da tanıdım, pek güçlüydüler. İnsan yaşadığı yerin havasından, suyundan, gıdalarından etkilenir. Bu Urfalılar da fırsat bulup spor yaparak bir nebze olsun kendilerini göstere bilmişlerdi. Aransa daha niceleri bulunur. Bakıryırtan 1970 yılında rahmetli oldu.”
…………………….
Mehmet Kurtoğlu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumunuzu bırakın

Urfa ve müzik

     Urfa Halk Müziği, ezgi yapısı, söz zenginliği, eser sayısı, kaliteli ve sistemli icrası ile Türk Halk Müziği içinde s...