Daracık ve o güzel sokaklarımızı, eskiden, her gün, çeşit
çeşit satıcılar ziyaret eder, çıkardıkları sesler ile adeta
sokaklarımızı renklendirir, mahalle sakinleri ise, bir kısım
ihtiyaçlarını bu satıcılardan temin ederlerdi. Kimlerdi bu satıcılar? Bir
bakalım isterseniz.
Sabahın erken saatlerinde, kahvaltı hazırlığı ile beraber, " Kahke "
( simit ) ve " Behsimet " ( peksimet ) satıcıları, sokağın ilk
ziyaretçileri olarak gelir ve çocuklardan epey rağbet görürlerdi. Kahvaltı
bitiminden sonra ise, " yıldız iğnesi" ," yorgan iğnesi"
diye bağıran sesler gelirdi. Bunları, "çarpana-çaput aliyaaam" diye
bağıran eskiciler takip ederdi. Bu arada kapılar çalınır, "dayzeee
kepegiyiz var mıı ?" diye bağıran, kepek alıcıları ile, elek başına pazarlıklar
yapılırdı. Kuşluk vakti ise, yeşillik satıcıları gelir, bahçelerden yeni
toplanmış olan, sofralarımızın vazgeçilmezlerini , taze soğan, maydanoz, nane,
taze pirpirim ( semiz otu ) tuzzik-bendikleri ( çiğköfte ve kıyma ile yenilen
bir çeşit yeşillik ) alıcıların beğenilerine sunarlardı. Kadınlarımız, bu
satıcıları çağırıp, sahanda getirdikleri un veya bulgur karşılığı, bu
yeşilliklerden, gerekli olanları alırlardı. Bu alışverişte para
geçmezdi. Yeşillik satıcısı ise daha sonra evlerden toplamış olduğu bulgur ve
unları götürür, bakkallara satıp, paraya çevirirdi. Ardından bıçak-makas
keskinleyiciler seslenirlerdi. Ayakla çevrilen pedal vasıtası ile, bıçaklardan
saçılan kıvılcımlar ,ustanın mahareti ile tekrar keskinlenir, denenip ,
sahibine teslim edilirdi . Yaz aylarının vazgeçilmezi, dondurma ve eskimo
satıcıları ise, öğlen vaktine doğru gelirlerdi. Çocuklar en çok da bunlara
rağbet ederlerdi. Eskimoların ; Kahveli, limonlu, portakallı, sütlü, çeşitleri
deyim yerinde ise kapışılırdı. Dondurma ise sadece kaymaklı ( satıcılar öyle
derdi ama içinde kaymak falan yoktu ) ve bir de içinde kahve mi kakao
mu ( daha doğrusu ne olduğu belli olmayan )sadece rengi kahverengi
olan dondurmalar külah içinde satılırdı. Akşamüstü ise gaz ocakları ve gaz
lambaları için, "kezyağııı" diye bağıran gaz yağı satıcıları
gelirdi. Ellerinde tenekeler ile, sokak sokak dolaşıp, isteyenlere
tulumba vasıtası ile ölçeklere doldurup, satışını yapardı.
İşte böyle hareketliydi o güzelim sokaklar. Şimdilerde ise turistlerin ve meraklılarının objektiflerine konu olmakta ve adeta o eski hareketli günlerini aramakta...
İşte böyle hareketliydi o güzelim sokaklar. Şimdilerde ise turistlerin ve meraklılarının objektiflerine konu olmakta ve adeta o eski hareketli günlerini aramakta...
Orhan Barlas
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorumunuzu bırakın