Bugün yerini futbola terk etmiş bulunan sapan 35-40 yıl öncesi Urfa gençliğinin tatil günü oyunu idi. İki kol ve içerisinde taş konulan bir göbekten ibaret olan sapan, eşme denilen kuvvetli bir ipten örülmek suretiyle işlenirdi Kollar kullanan adamın kollarının uzunluğuna göre değişik boylarda olup genellikle 125 cm. uzunluğunda iki kolun birleştiği elips şeklindeki orta kısım genişliği 6-8 cm, uzunluğu 10-15 cm. civarındadır Kolun bir ucu parmağa geçirilir diğer ucu ipekli olup parmaktaki uçla birleştirilerek göbek kısmına sert bir taş konarak bir kaç defa mihveri etrafında havada salladıktan sonra hedefe fırlatılır.
Sapan aynı zamanda bağ ve bostanlara giren yabancıları başıboş hayvanları ve karga gibi muzır kuşları da kovmakta tkili bir silah yerine geçerdi.
Urfa'da başlıca üç yerde hafta tatili günlerinde sapan harbi yapılırdı:
1. Eyyubiye Mahallesi- Kalaboynı Harbi: Kalenin arkasından geçen derenin karşı yakalarda, genellikle Eyyubiye Mahallesi derenin güney kesiminde taraflar Şıh Mahsut civarında, Kalaboynu ise Kuzey kısmında kale arkası ve Çütkubbe civarında mevzilenerek çarpışırlardı.
2. Beykapusu- Bedendibi ila Kem beriye Mahalleleri Herbi: Eski Beykapusu köprüsü ile şimdiki Şerif Özden İlkokulu önünde bulunan eski Bayram yeri sahası ile T.M.0 nin işgal etmiş olduğu Mezarlık arasındaki sahada yapılırdı.
3-Dergezenli Mahallesi-Tılfındır Harbi: Devlet hastanesinin önünde bulunan Karakoyun Deresinin karşı yakalarında, Hastane ve Mezarlık önüne yerleşerek yapılırdı.
Harp, önce 13-15 yaşlarındaki çocukların orta yere çıkıp karşı tarafa meydan okuyan bir nevi harp türküsü karşı tarafı tahrik edecek sloganlar söyleyip sapan kullanmasıyla başlardı. Biraz sonra karşı taraftan da gençler meydana çıkarak mukabelede bulunur ve bu suretle taraflar tedricen kuvvetlerini harp sahasına sokarak fiilen muharebeyi başlatmış olurlardı.
Büyük ve kuvvetli atıcılar, geride harbin seyrini gözetler, taraftarlarında yenilgi belirtisi, gözleyince cepheye duruma göre takviye kuvvetleri sevk ederlerdi. İşte, harp asıl bundan sonra başlardı. Son katılanlar 20 25 yaşlan civarında bulunan balta bıyıklı sapan harbinde ün yapmış savaşçılardı..
Bunların sapan taşlan kurşundan daha müessirdir bu taşlar isabet ettiği mezar taşlarını bile parçalarlardı. Bu harplerde kol kırılmak kafa yarılmak normal yaralanmalar olup birçok muhariplerin gözleri kör bile olabilirdi nitekim olmuştur da... Bazen muharebe o kadar kızışırdı ki savaş alanı içinde kalan yollarda trafik tamamen dururdu. Karakollardan gelen güvenlik kuvvetleri havaya ateş açmak suretiyle tarafları dağıtırdı. Sonuç çoğunlukla harbin sonuç polis müdahale etmediği zamanlarda taraflardan birisinin yenilerek harp sahasından kaçmasıyla alınırdı.
Bazı haftalar harp sakin geçerdi. O zaman tarafların dost
bir mahalleye yardıma gittikleri anlaşılırdı. Harbin kritik bir anında dost bir
mahalleden gelen gençler görüldüğünde bir kurtarıcı gibi karşılanıp ve yürekler
ferahlardı. Yeni gelenlerin katılımı ile muharipler moral kazanır, genellikle
o günkü harp zaferlerle sonuçlanırdı.
Bu sapan harpleri dolayısıyla gençler bir nevi savaş eğitimi yaparak güçlenir,
cesaretlenir moralleri yükselir ve ileride vuku bulacak mahalli kavgalarda ve
savaşlarda büyük fedakârlıklar göstererek zaferler kazanılmasına vesile
olurlardı. Urfa Kurtuluş Savaşı bununbir örneğidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorumunuzu bırakın